İNSANLARI ETKİLEME YOLLARININ SOSYAL MEDYADAKİ YANSIMASI
İletişim kurmak insanın doğasından gelir. İnsan var olduğu
andan itibaren topluluklar halinde yaşamıştır. Grup, sosyal yaşamın vazgeçilmez
bir parçasıdır. Toplum içinde yaşayan her kişi, en küçük grup olan aile
biriminden başlayarak, değişik sosyal, ekonomik, dinsel ve mesleki guruplara
üyedir. (Kayaoğlu, Gökdağ, & Kırel, 2012) İnsan temas kurmaya
ihtiyaç duymuştur. İnsan davranışlarının temelinde, başka insanlarla ve dış
çevreyle ilişki kurma ihtiyacı yatmaktadır. İnsanlar biyolojik varlıklarını
sürdürebilmek için, başka insanlarla ve dış çevreyle fiziksel ve psikolojik
olarak temas kurmaya ve varlıklarının kabul görmesine ihtiyaç duymaktadırlar. (Karahan & Sardoğan, 2012) Bu durum insanın
iletişim araçları geliştirmesine neden olmuştur.
İlk modern
toplumlarda bilgi, düşünce ve tutumlar temel olarak sosyal aktörler arasındaki
yüzyüze görüşmelerle ya da kamusal toplantılar esnasında yayılmaktaydı. Bununla
birlikte 15. Yüzyılda yazılı basının geniş dağılımı, ilk kez fikirlerin
bireysel bağlantıya ihtiyaç duymadan uzak mesafelere taşınacağını göstermişti. (Bilton, et al., 2008) Telgraf, telefon,
bilgisayar derken iletişim artık sosyal medya araçları üzerinden sağlanmaya
başlamıştır. Sosyal medya, Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla
birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi
paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. (tr.wikipedia.org, 2011)
2012 yılında 62 ülkede 41,738 internet kullanıcısı ile
yapılan Universal Mccan Wave 6 araştırması tüm dünyada sosyal medyanın
yoğunlukla kullanıldığını ortaya koymaktadır. Araştırmanın raporuna göre (Universal
Mccan Wave 6, 2012) Sosyal ağ sitelerine her gün 1.5 milyar ziyaret
gerçekleşmektedir, Kullanıcıların % 81’i arkadaşlarının sosyal ağlardaki
profillerini ziyaret etmektedirler, Kullanıcıların % 88’i çevrimiçi video
izlemektedirler, % 77 oranındaki kullanıcılar sosyal ağ sitelerinde profil
sahibidirler, İnternet kullanıcılarının % 47’si marka topluluklarına
katılmaktadır, Kullanıcıların % 49’u video paylaşım sitelerine video
yüklemektedirler, İnternet kullanıcıları haftada ortalama 13 saatlerini
internet ve 8 saatlerini sosyal ağlarda geçirmektedirler, Kullanıcıların %
42,9’u microblogging (Twitter) kullanmaktadırlar, Kullanıcıların % 30 sosyal
medya araçlarına mobil cihazlar ile ulaşmaktadır, Kullanıcıların akıllı telefon
ve tablet kullanımları artarken, kişisel bilgisayarlar internet ve sosyal medya
kullanımında önde gelen araçtır. (İşlek, 2012)
Google, Türkiye’nin de dahil olduğu 46 farklı pazarda
internet kullanım alışkanlıklarını ölçtüğü ve karşılaştırdığı Tüketici
Barometresi araştırmasının bu yılki sonuçlarını duyurdu. Kapsadığı ülkelerdeki
internet kullanıcılarının dijital, mobil, video ve alışveriş alışkanlıkları
hakkında iç görüler sağlayan raporda bu yıl Türkiye, sosyal medya kullanımı
konusunda dünyada ilk sırada yer alıyor. İncelemeye dahil edilen ülkelerin
sonuçlarının ayrı ayrı görüntülenebildiği rapora göre, Türkiye’deki internet
kullanıcılarının sosyal medya kullanım oranı yüzde 92, dünya genelinde ise bu
oran yaklaşık yüzde 40. Sosyal medya kullanımı konusunda lider olan Türkiye’yi
yüzde 86 ile Arjantin ve yüzde 84 ile Brezilya ve yüzde 83 ile Çin takip
ediyor. Aşağıdaki grafik dünya genelinde sosyal medyayı en çok kullanan
ülkeleri gösteriyor. (Kara, 2014)
Bu durum bize sosyal medyanın
insanlar üzerindeki etkilerini sorgulatıyor. Neredeyse her yaştan insanın bugün
en az bir tane sosyal medya hesabı bulunmakta. Yaşı geç olanlar sırf sosyal
medya hesabı açabilmek için interneti kullanmayı öğrenmeye çalışmaktalar. Bu
kadar geniş bir kitlenin, kısa bir süre içinde bu duruma uyum göstermesinin
nedeni ne olabilir? Uyum, bir kişinin inanç ve davranışlarını grup
standartlarına göre değiştirme eğilimidir. (Kağıtçıbaşı, 2008) Sosyal medya bizlere sayısız gruba üye
olma imkanı tanımaktadır. Bu da kendimizi standartlara kolayca uydurmamızı
sağlayarak insanın en temel, temas kurma ihtiyacını gidermektedir.
1. UYMA DAVRANIŞINI ETKİLEYEN ORTAMSAL NEDENLER
A. Grubun Büyüklüğünün Etkisi
Daha büyük grupların, bireyi uyma davranışına itici gücünün
daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle grubun zorlaması ya da uymama
davranışının cezalandırabilmesi söz konusu olduğu zaman bu ilişkinin daha da
belirgin olacağı düşünülebilir. (Kağıtçıbaşı, 2008) Sosyal medyada bu durum biraz daha
farklıdır. Kişilerin üye olduğu kapalı, sayısız küçük grup bulunmaktadır. Ama
bu gruplar da en temelinde büyüklüğü tartışılmaz olan sosyal medya
kullanıcıları grubuna dahildir.
B. Grubun Söz Birliğinin Etkisi
Dahil olunan gruplarda ne kadar çok kişi aynı söylem de
bulunursa uyum davranışı o kadar artacaktır. Birçok siyasi olayda,
örgütlenmenin sosyal medya aracılığıyla yapılması buna örnek olarak
gösterilebilir.
C. Mevkiin ve Saygınlığın Etkisi
Sosyal etki kaynağının yani sosyal uyma davranışını meydana
getiren kişi veya grubun, algılanan mevkii ne kadar yüksekse bireyde meydana
getirdiği uyma davranışı da o kadar fazla olmalıdır. (Kağıtçıbaşı, 2008) Sosyal medyada özgürlük alanı
sınırsızdır. Yüksek mevkiiye sahip kişilerle, vasıfsız kişiler eşit platformda
tartışmaktadır. Bu durum normalde uyumu etkileyen mevkii etkisinin sosyal medya
üzerinde pek de etkili olmadığını gösterir.
D. Yüzyüze Olmanın Etkisi
Yine sosyal medya üzerinde uyum davranışını etkilemede
değişen bir diğer etmen yüzyüze olmadır. Normalde yüzyüze olma durumu sosyal
etkinin şiddetini artırmaktadır. (Kağıtçıbaşı, 2008) Fakat sosyal medya kullanımında çoğu
zaman kişilerin kimliği dahi açıklanmadan milyonlarca takipçisi
bulunabilmektedir.
E. Kişiliğin Kaybolması
Sosyal medya kişilerin kim olduklarıyla ilgilenmeden herkese
eşit derecede kendini gösterme imkanı tanır. İstediğiniz kişi olabilir,
istediğiniz etkiyi bırakabilirsiniz. Bize uzak olana ya da kişiliği kaybolmuş
birini istismar etmek daha kolaydır. Şartlar böyle olduğunda insanlar büyük
trajedilere bile tepkisiz kalabilirler. (Kağıtçıbaşı, 2008)
F. Gruba Bağlılığın Etkisi
Bur durum grubun büyümesini ve devamlılığını sağlar. Sosyal
medyadaki gruplar, yeterli bağlılık olmadığı zaman kapanırlar.
G. Azınlığın Etkisi
Azınlık kendi pozisyonunda fazla ısrarlı olursa, çoğunluk
kendi görüşünün doğruluğunu sorgulamaya başlar. (Kayaoğlu, Gökdağ, & Kırel, 2012) Sosyal medya
platformu buna imkan tanır.
2. UYMA DAVRANIŞINI ETKİLEYEN KİŞİSEL NEDENLER
A. Benliğin Etkileri
Kimilerine göre kişisel benlik kimisi içinse ilişkisel
benlik önem taşır. İlişkisel benliğin daha fazla önem taşıması, kişilerin
grubun ne dediğine daha fazla dikkat etmelerine yol açar, sosyal normlar önem
kazanır ve dolayısıyla uyma davranışı daha fazla görülür. (Kağıtçıbaşı, 2008) Bu anlamda ilişkisel benliğe önem
verenlerin sosyal medyada popüleritesi daha yüksekken, kişisel benliğe önem
verenlerin daha çok blog yazarlığı yaptığını söyleyebiliriz.
B. Birey Olma Gereksinimi
Türkiye gibi toplulukçu kültürlerde, kişilerin birey olma
gereksinimleri yok sayılır. Hepsi toplumun birer ferdi olarak görülürken
kişisel özellikleri göz ardı edilir. Sosyal medya kişilerin istedikleri gibi
görünüp istedikleri gibi davranmalarına imkan tanır. Kişi farklı hesaplar
oluşturarak bireysel özelliklerini ortaya koyabilmektedir.
C. Kişisel Kontrol Arzusu
Bazen de kendi davranışlarımız üzerinde kişisel kontrole
sahip olduğumuzu hissetmek için sosyal etkiye karşı çıkar, uyum davranışı
göstermeyiz. (Kağıtçıbaşı, 2008)
D. Cinsiyet ve Uyum
Cinsiyet ve uyum davranışı arasında yapılan araştırmalarda
anlamlı bir bağ bulunamamıştır.
3. UYMA DAVRANIŞINI ETKİLEYEN KÜLTÜREL ETKENLER
Toplulukçu kültürlerin insanları, grupların onayını almayı
bireyci kültürlerden insanlara göre daha fazla önemserler ve alamazlarsa utanç
duygusu yaşarlar. (Kağıtçıbaşı, 2008) Bu da insanların iç çatışmalar
yaşamasına yol açar. Kimi davranışlarını benimseyerek ortaya koyarken kimi
zaman, istemediği toplumsal kurallara uymak zorunda kalır. Bu durum toplumların
ilerlemesini, bilimin ve teknolojinin gelişmesini engeller. Düşünce özgürlüğünü
kısıtlar. Bu anlamda sosyal medya, devlet tarafından sınırlanmaya çalışsa da
internetin sağladığı sayısız olanak sayesinde çoğu zaman düşüncelerin özgürce
ifade edildiği bir ortam olur. Toplulukçu kültürlerde insanların birey olarak
var olmalarına yardım eder. Bireyler kendileri gibi düşünenlerin olmadığını
varsayarken sosyal medya sayesinde yandaş bulabilmektedir. Birçok “marjinal”
grup, bu sayede daha çok sesini duyurabilmiş daha çok hak talebinde bulunma
imkanı kazanmıştır.
İNSANLARI ETKİLEME YOLLARI
1.
Ödüller
Ödüller insanların motivasyonunu artıran etmenlerdendir.
Sosyal medyanın ödülleri genellikleri daha çok beğeni alma, takipçi sahibi olma
ve ileriki noktalarda reklam alarak para kazanmayla ilgilidir. Bu da kişileri
daha aktif olmaya, takipçi sayısını artırmak için daha fazla çaba göstermeye
iter.
2.
Baskı
Sosyal medyada baskı tepkisizliktir. İnsanlar size hiçbir
tepki vermez ve dışlanmış hissetmenize yol açarlar.
3.
Uzmanlık
Uzmanlara güvenir ve tavsiyelerine uyarız. (Kayaoğlu, Gökdağ, & Kırel, 2012) Sosyal medya bu
konuda insanların kafasını karıştırmaktadır. Çünkü kişilerin konusunda ne kadar
bilgili olduğundan çok videolarının ne kadar izlendiği, yazılarının ne kadar
paylaşıldığı önemlidir.
4.
Bilgi
Bilgi sosyal medyanın insanları etkilemede kullandığı en
güçlü silahlarındandır. Dünyanın her yerinden farklı olaylar hakkında bilgi
almanızı sağlar. Kişilerin özel hayatları hakkında bilgi edinmenizi sağlar.
5.
Yasal otorite
Sosyal medya sitelerinin kendisini bir yasal otorite olarak
düşünebiliriz. Bazı kurallar koyar ve o kurallara göre davranmanızı sağlarlar.
Bu da insanları etkileme yollarındandır.
6.
Acizliğin gücü
Bir işin üstesinden gekmekte yetersiz kişilere yardım etmek
bir sosyal sorumluluk olarak kabul edilir. (Kayaoğlu, Gökdağ, & Kırel, 2012) Sosyal medya
üzerinden birçok yardım kampanyaları düzenlenmektedir. Doğal afetler sonrasında, birinin kana
ihtiyacı olduğunda vs. hatta bir çocuğun oyuncak mağazasına bakarken ki
fotoğrafı sosyal medyada paylaşıldıktan sonra çocuğa farklı yerlerden onlarca
oyuncak gönderilmiştir.
7. Boyun eğdirme teknikleri
A. Önce Küçük Sonra Büyük Rica Tekniği (foot in the door
tekniği)
Uyumu artırmanın bir yolu da, kişiye önce küçük bir istek
kabul ettirmektir. Kişilerin küçük istediği kabul ettirdikten sonra büyük
istediği kabul etmeleri daha kolay olacaktır. (Kayaoğlu,
Gökdağ, & Kırel, 2012) Sosyal medyada bu
teknik oyun kanallarında, satış yaparken, sayfanızın tanıtımını yaparken
kullanılmaktadır.
B. Önce Büyük Sonra Küçük Rica Tekniği (the door in the
face tekniği)
Bu bir nevi pazarlık tekniğidir. Önce büyük bir istekte
bulunur. Bu kabul edilmeyince daha küçük bir istekte bulunur. Bu durumda küçük
isteğin kabul edilme oranı artar. Bu yine sosyal medyada daha çok satış
kampanyaları yapılırken kullanılan bir tekniktir.
C. Giderek Artan Ricalar Tekniği (the low ball tekniği)
Bu durum kafanızın karışmasına ve sonunda artan ricaları
kabul etmenize neden olur. Sosyal medya üyeliklerinde bu duruma sıkça
rastlanır. Önce sizden birkaç kişisel bilgiyi kaydetmeniz istenirken. Daha
sonrasında tuttuğunuz takımdan gittiğiniz okula kadar her şey ısrarla istenir
ve sonunda tüm bilgilerinizi vermiş olursunuz.
D. Sadece O Değil Tekniği (the that’s not all)
Bu teknikte önce bir ürün tanıtılır ve kişi ürünü alıp
almamakta karar verme aşamasındayken sadece o değil ek olarak bu da var gibi
bir teknikle ürün satışı sağlanır. Bu klasik pazarlama tekniği sosyal medya
üzerinden yapılan satışlarda kullanılmaktadır.
E. Sıradışı İstek Tekniği (the pique tekniği)
Bu teknikte istekler her zaman olduğu gibi değil farklı dile
getirir ve çoğu zaman başarıya ulaşılır. Sosyal üzerinden satış yapan pazarlama
şirketleri tarafından kullanılır.
7.
Dış Baskıya Direnme
Bazen çok fazla baskı kişinin, istenilenin tam tersini yapmasına
neden olabilir. Buna tepki denir. Tepki teorisindeki temel düşünce, kişiler
kendi kişisel özgürlüklerine sahiptirler; bu özgürlüklerin tehdit edildiğini
hissettiklerinde, bu tehdide karşı ellerinden gelen ne varsa yaparlar. (Kayaoğlu,
Gökdağ, & Kırel, 2012) Sosyal medya
platformu bu noktada kişilere yüksek bir tatmin ortamı sağlamaktadır. Yasaklara
karşı konuşabileceğiniz özgür bir platformdur. Eğer yeterince bilginiz varsa
kim olduğunuzu saklayarak istediğiniz kişi ya da olay hakkında normalde
söyleyemeyeceğiniz ya da ceza almanıza sebep olabilecek çok şeyi
söyleyebilirsiniz. Bu da neredeyse her
yaştan insanın en az bir tane sosyal medya hesabı üyeliğine sahip olmasını
açıklamaktadır. Madun, toplum içinde var olan sessiz ve tepkisiz olan kesime
denir. Bu kesim aslında birçok alanda büyük bir etkiye sahiptir. Fakat bunu
bildiğimiz anlamlarda tepki göstererek değil, farklı tekniklerle başarırlar.
Sosyal medya için, aslında madunların toplumu yönlendirme ve seslerini duyurma tekniğidir
demek mümkündür.
Kaynakça
(2011,
Eylül). Ocak 2015 tarihinde tr.wikipedia.org:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya adresinden alındı
(2008). Kitle İletişim Araçları. T. Bilton, K.
Bonnett, P. Jones, T. Lawson, D. Skinner, M. Stanworth, et al. içinde, Sosyoloji
(s. 331). Ankara: Siyasal Kitapevi.
İşlek, M. S. (2012). SOSYAL MEDYANIN TÜKETİCİ
DAVRANIŞLARINA ETKİLERİ: TÜRKİYE’DEKİ SOSYAL MEDYA KULLANICI ÜZERİNE
ARAŞTIRMA. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
s. 21-40.
Kağıtçıbaşı, Ç. (2008). Sosyal Etki ve Uyma. Günümüzde
İnsan ve İnsanlar (s. 71-97). içinde İstanbul: Evrim Yayınevi.
Kara, M. (2014, Ekim). Ocak 2015 tarihinde
webrazzi.com:
http://webrazzi.com/2014/10/23/google-tuketici-barometresi-2014-sonuclarina-gore-turkiye-sosyal-medya-kullaniminda-dunya-lideri/
adresinden alındı
Karahan, F., & Sardoğan, M. E. (2012).
Transaksiyonel Analiz. Psikolojik Danışma ve Psikoterapide Kuramlar
(s. 275-298). içinde Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Kayaoğlu, A., Gökdağ, R., & Kırel, Ç. (2012).
Sosyal Etki ve Sosyal Güç. Sosyal Psikoloji 1 (s. 56-66). içinde
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder