KİM Kİ DUK – ZAMAN
(SPOİLER İÇERİR!)
Kim Ki Duk Zaman’da bu gibi
sorulara cevap verirmiş gibi görünüyor. İki yıldır düzenli ilişkileri olan bir
çift var filmde. Bir kafede buluşuyorlar. Kadın, erkek arkadaşını kafedeki
diğer kadınlardan, aslında herkesten kıskanıyor. Sevgilisinin, artık
kendisinden sıkıldığını düşünüyor. Ve ondan, sürekli aynı yüzü görmek zorunda
olduğu için özür diliyor.
Genç kadın, erkek arkadaşıyla
buluşmaya gelirken, bir estetik kliniğinin önünde yabancı bir kadına çarpıyor.
Bu çarpma esnasında kadının elindeki çerçeve yere düşüp kırılıyor. Kadın
kahramanımız Sehi, çok özür dileyerek çerçeveyi tamir ettirmeye gidiyor, geri
geldiğinde kadını bulamıyor ve çerçevedeki kadın fotoğrafıyla erkek arkadaşıyla
buluşacağı kafeye gidiyor. Erkek arkadaşı fotoğrafı gördüğünde, fotoğraftaki
kadının çok çirkin olduğundan bahsediyor.
Kafedeki kıskançlık krizinin neden
olduğu kavgadan sonra, Sehi eve gidiyor. Erkek arkadaşı da peşinden giderek
ondan özür diliyor. Sehi, özür dilemesi gerekenin kendisi olduğu söyleyerek
aynı yüzü görmek zorunda olduğu için ondan bir kez daha özür diliyor. Erkek
arkadaşı bu tavrının çok saçma olduğundan söz ediyor. Sehi ise buna karşılık
çarşafı suratına geçirip bir kez daha aynı yüzü görmek zorunda olduğu için
ondan özür diliyor.
Sonrasında Sehi’nin erkek
arkadaşı Civu’ya oral seks yaptığı fakat erkek arkadaşının erekte olamadığı
sahneyi görüyoruz. Bunun üzerine Sehi, ondan kafedeki kadını düşünmesini
istiyor. Kafedeki kadını düşündüğünde erkek arkadaşı erekte oluyor. Ve bu durum
kadının, erkek arkadaşının ondan sıkıldığı düşüncesini besliyor.
Ertesi gün Civu, Sehi’yi aradığında telefon numarasının
kullanım dışı olduğunu öğreniyor, onu merak ederek evine gittiğinde ise Sehi’nin
hiçbir şey söylemeden taşındığını fark ediyor. İş yerine gittiğinde de ona
ulaşamıyor.
Sehi, filmin başında gördüğümüz
estetik kliğine giderek, doktordan yüzünü değiştirmesini istiyor. Daha güzel
olmak değil istediği şey, sadece farklı biri olmak istiyor. Doktor Sehi’yi
vazgeçirmek için ona estetik operasyonun bir videosunu izletiyor. Fakat Sehi
gördüğü şeylerden midesi bulanmasına rağmen ameliyat için ısrarcı oluyor.
Bu durum aşkın yarattığı bağlılığın sonunda ortaya çıkan şiddetin
birebir yansımasıdır. Bir insanın yüzünü tamamen değiştirecek kadar ciddi bir
psikolojik ve fiziksel şiddeti kendine uygulatması, yaşadığı aşırı bağlanma ve
kaybetme korkusunun bir sonucudur.
Sehi’nin tamamen iyileşmesi altı
ayını alacaktır. Bu altı ay içinde Civu ne zaman bir kadınla yakınlaşsa ona
kendini hatırlatacak bir şeyler yapar. Civu bu süreçte ona olan aşkının
büyüklüğü fark etmiştir. Sürekli onu bekler hatta belirli aralıklarla onu arar.
Umutsuzluğa düştüğü bir anda büyük bir ağacı tekmeler. Aynı ağacı daha sonra filmin
ilerleyen sahnelerinde Sehi de tekmeleyecektir. Bu ağaç zamanı ve zamanın aşkı
bitireceği korkusunu temsil eder. Sevgiliye ulaşılamayan her anın ona olan aşkı
azaltacağı korkusu. Zaman aşkın düşmanı gibidir.
Civu, vakit geçirmek için adaya
gider. Adaya giden vapurda Sehi’nin ameliyattan sonraki haliyle karşılaşacaktır.
Ama yüzünde maske olduğu için onun ne Sehi olarak ne de yeni haliyle göremez.
Adadaki heykel parkında onun bir fotoğrafını çeker ve daha sonra onu gözden
kaybeder.
Heykel parkı filmdeki önemli
mekânlardandır. Özellikle sonsuzluğa uzanan iki el heykeli içerisinde Civu’nun
hem ameliyattan önce hem de ameliyattan sonra Sehi ile fotoğrafı vardır. Heykel
aşkı temsil eder, heykelin içindeki merdivenlerse zamanın sonsuzluğunu. Aşk zamanın içinde bir yerdedir. Zaman onun
içinden geçer, aşk zamanın içinden değil. Bu nedenle aşkın zamanla değişmesi
mümkün değildir. Değişen biz insanlardır. Elimizde olanlarla yetinemeyen ve
daima tüketmeye programlı olan bizler, sıkıldığımız her şey için zamanın
suçlarız.
Civu, Sehi’nin yeni hali Sihi ile
yine aynı kafede karşılaşacaktır. Kafedeki garson kız olarak ona yaklaşan Sihi
aralarında yeni bir ilişki doğmasını sağlar. Heykel parkında beraber vakit
geçirip aynı heykelde fotoğraf çekinirler. Sihi, onu denemek için, eski
sevgilisinden olduğunu düşünmesini istediği bir not yollar. Bu not Sihi ile
Civu’nun ilişkilerinin seyrini tamamen değiştirir. Civu eski sevgilisini,
Sehi’yi unutamamıştır. Sihi bu sefer kendini geçmişinden kıskanır. Civu’yu
kaybeder ve sinir krizine girer.
Civu Sehi’den yine aynı kafede
buluşmak üzere bir not alır. Civu, belirlenen tarihte kafeye gittiğinde ise
Sehi yüzünde ameliyattan önceki halinin maskesi takılı bir şekilde gelir. Civu
onun aşkının şiddetinden korkar. Bağlılığı Sehi’nin ameliyat olmasına neden
olmuştur. Bu bağlılık aşktan öte bir durumdur, bir deliliktir. Onun yeni yüzünü
görmek istemez. Kafeden ayrılır.
Civu, Sehi’yi ameliyat eden
doktoru bularak onu içki içmeye davet eder. Ona ilk önce bu ameliyatı yaptığı
için kızar, daha sonra çaresizce yardım ister. Şiddet Civu’yu da mahveder. Sevdiği
kadının yüzü artık yoktur. Aşk, sevgilisini kaybetmesine neden olmuştur. Aklına
gelen çözüm yolu ise yine acımazca olur. Doktordan kendi yüzünü de
değiştirmesini ister. Altı ay ortadan yok olur.
Bu arada durumu doktordan öğrenen
Sihi, her tanıştığı adamda, yer yeni yüzde onu arar. Onu affetmeye, yeni
haliyle sevmeye hazırdır. Aynı zamanda yaptığı hatanın bedeli çok ağır
ödemektedir. Psikolojisi alt üst olur. Sürekli kafeye giderek Civu’yu bekler,
tanımadığı erkeklerin evine gider. Heykel parkına gider, Civu’yu arar. Orada
yerde yatan bir çıplak bir erkek heykeline sarılarak yanına uzatır. Bu sahne
Sehi’nin aşktan beklentisinin somut bir anlatımı gibidir. Heykel eliyle
penisini tutmakta, yüzü ise örtülü bir biçimde uzanmaktadır. Sehi de aşık olduğu adamdan hareketsiz bir
heykelmişçesine yalnızca kendisine ait olmasını beklemiştir. Civu’nun
benliğini, onun sevgisini ve iradesini yok saymıştır.
Bir gün kafede o olduğunu tahmin
ettiği bir adama rastlar ama adam kaçar, Sihi onu takip eder, arkasından koşar.
Bu kovalama sırasında Sihi herkesin içinde onun adını bağırır, artık ortaya
çıkması için ona yalvarır. Çünkü zaman aşkın düşmanıdır. Bu kaçış sırasında
Civu’ya araba çarpar. Koşarak yanına giden Sihi, onun yüzünün tanınmayacak bir
duruma geldiğini fark eder.
Bağlılığın doğurduğu şiddet ikisini
de bitirmiştir. Civu ölmüş, Sehi ise artık yoktur. Ne Sihi olabilmiş ne Sehi
olarak kalabilmiştir. Elleri ve yüzü Civu’nun kanına bulanmış bir şekilde,
estetik cerraha gider. Başka bir olmak ister, hiç tanımadığı birine dönüşmek…
İkinci kez yüzünü değiştiren
kadın, ameliyattan sonra elinde Sihi’nin fotoğrafıyla polikliniğinin
kapısındayken Sehi ona çarpar. Elindeki çerçeve yere düşerek kırılır.
Zaman başa dönmüştür. Zamanı doğru kullanmak bizim elimizdedir. Zaman
bir döngüdür ve olayların içinden geçer. Zamanın doğrusal olduğunu düşünmek
bizi eskidiğimiz yanılgısına sürükler. Zamanın geçip gittiği ve bizim geride
kaldığımız hissi tüketim toplumunun en büyük yanılgısıdır. Hep daha fazlasını
ister. Oysa her birimiz zaman döngüsünün içindeyizdir. Zamanla birer
bütünüzdür.
Zaman geçip gitmez, biz onun içindeyizdir. Aşk zamanla azalmaz, azalan
bizim tatminimizdir. Zamanın ilerlediğini düşündüğümüz için ilişkimizin de
ilerlemesi gerektiğini düşünürüz. Yüzümüzün eskidiğini, sıkıcı olmaya
başladığımızı düşünürüz. Bu durum sadece modern insanın zamanı algılayışındaki
yanılgısıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder